Borcun
sebebi, başka bir deyişle borcun kaynağını anlatmak
için farklı tasnifler kullanılmaktadır. İkili tasnife
göre borcun kaynağı hukuki işlem ile hukuki olaydır.
Kişinin malını vakfetmesi,
bir konuda mâlî bir şey vermeyi
vadetmesi, bir borca kefil olması gibi tek taraflı irade beyanı
ile oluşan borçlarla alım-satım ve kira gibi iki tarafın
irade beyanı ile kurulan sözleşmelerden doğan borçlar
hukukî işlem ana başlığı altında toplanır.
Bu türden borçları doğuran sebeplerin ortak özelliği
bunlarda kişi iradesinin bulunmasıdır. Başka bir
anlatımla borç, kişi iradesinden doğmuştur. Buna mukabil,
tazminat gerektiren durumlarda olduğu gibi borcu doğuran sebep
kişinin iradesi değil, hukukun sonuç bağladığı
bir fiildir. Bu fiilin meydana gelmesinde kişinin iradesi olabilir de
olmayabilir de. Mesela bir kimse, başkasına ait bir hayvanı
haksız bir fiille öldürmüş olsa, onun bu fiilinde elbette
iradesi vardır. Fakat borcu doğuran şey onun iradesi değil,
fiilidir. Öldürmek niyetiyle atış yapmış olmasına
rağmen öldürme eylemi, yani genelleştirilerek söylenirse
haksız fiil meydana gelmemiş olduğu için borç da meydana gelmez.
Ama satım akdinde olduğu gibi irade beyanının
açıklanmasıyla borç meydana gelmiş olur. Borcun iki
kaynağını birbirine karıştırmamak için hukukî
olaya mukabil diğer borç kaynağı olan hukukî işlem yerine
kullanılan hukukî fiil ifadesinde fiil ile kastedilen şeyin irade
beyanı sırasında kullanılan icap ve kabul ifadeleri
olmadığını bilmek gerekir. Bu genel açıklamalardan
anlaşılacağı üzere, ormanda av hayvanına ateş
etmişken birden önüne atlayan bir insanı öldürmüş ya
da yaralamış olan kimsenin diyet borcunun sebebi hukukî olaydır.
Bu soruda borcu doğuran şey, hukukta haksız fiil olarak ifade
edilen bir fiildir. Hukukî olay içinde değerlendirilen ikinci bir borç
nedeni daha vardır ki ona da sebepsiz zenginleşme/haksız kazanç
denilmektedir. Haksız fiil zararı tazmin borcu, sebepsiz
zenginleşme ise haksız kazancın iadesi borcunu doğurur.